Bir rüzgar esti eskilerden
Mor sümbüllü dağlardan
Buz tutmuş koyaklardan
Başak başak ovalardan
Nenemin bütün ömrünü,
Bir çıkına sığdırdığı...
Hercümerc olmuş yıllardan
Bir rüzgar esti eskilerden
Puhu kuşu çığlığının...
Kalp çarpıntısına karıştığı
Kağnı gıcırtısının, toynak seslerinin...
Çocukların ürkek uykularına sindiği
Gölgelerin büyüdüğü
Karanlık gecelerden
Bir rüzgar esti eskilerden
Gökyüzüne kuşlar havalandıran
Dedemin terli alnını silen...
Nenemin kınalı saçlarını öpen...
Geçmişin acılarını dindiren
Denizin kokusunu önüne katıp...
Portakal bahçelerini aşıp da gelen
Bir rüzgar esti eskilerden
Çocukluğumun sokaklarından
Kanayan dizlerimin acısını...
Pamuk şekerimle avuttuğum günlerden
Sıcak ekmek kokusunun sihrine inandığım...
Çocuksu hüzünlerimi, siyah beyaz filmlerde...
*Ömerciğin gözyaşlarıyla, bölüştüğüm yıllardan
Bir rüzgar esti şimdilerden
Rüzgar deyip geçmeyin... Fırtınaydı esen
Çöl tozu kokuyordu nefesi...
Bir yağmur bekliyordu herkes
Talihimiz varmış, bir gök gürledi ansızın
Bir şimşek çaktı, delindi karanlık...
Yıkandı bu göz gözü görmeyen pus
Hümeyra Gün