Hamzaoğlu, sarı kırmızılı ekipten ayrlışına neden olan süreci tüm detaylarıyla anlatırken, Dani Alves ve Mario Gomez'i transfer etmeye çalıştıklarını dile getirdi
Galatasaray'ın eski teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu, sarı kırmızılı camiadan ayrılışına neden olan süreci detaylarıyla ilk kez değerlendirdi.
NTV Spor'a konuşan Hamzaoğlu, basın mensupları tarafından sürekli aranmaktan usandığını belirtti ve son kez konuştuğunu vurguladı.
Yönetimle yaşadıkları 'rapor' krizinden Wesley Sneijder'in açıklamalarına, Mario Gomez transferinden Felipe Melo'nun ayrılışına kadar geniş çapta açıklamalar yapan Hamzaoğlu, Galatasaray'da yaptığı hiçbir şeyden pişmanlık duymadığını ifade etti.
Hamzaoğlu'nun açıklamalarının tamamı şu şekilde:
"Duygun başkanın veda yemeği sırasında şampiyonluğu öğrendik. Burada kutlama oldu. Başkana da güzel bir veda oldu. O günden sonra çok değişiklik olmadı. Elbette yönetici ve oyuncu değişimi oldu. Galatasaray aynı hızıyla hedeflerine ilerliyor. Umarım bundan sonra da aynı şekilde devam eder."
KENDİMİ BAŞARILI BULUYORUM

"Kendimi başarılı buluyorum. Dördüncü yıldız, kupalar... Bu başarılarda bizim de payımız var. Bunun gururunu yaşıyoruz. Bizim bıraktığımız zamanda ligde yarışın içinde bir takım vardı. Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkma şansını kaybetmemiştik. Atletico Madrid maçından da çok umutluydum. Benfica'da da kazanbilirdik. Duran toptan iki gol yedik. Bireysel hata vardı. Oynanan oyun ile kazanabilirdik. Hedeflerimizden sapma yoktu ama yönetim böyle bir karar aldı. Saygı duyuyorum."
YAPMAYIN ETMEYİN DEDİM

"O gün ben Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak için Dursun başkana, "Bu dört yıldızı ayırmayalım." dedim ama böyle gelişmedi olaylar. Dursun başkan, Ali ve Abdurrahim ağabeylerin kendi kararıdır.
Açıkçası ben böyle bir durum öngörüyordum. Geçen sezonki ekiple çok uyumluyduk. Abdurrahim ağabeye de "Yapmayın, devam edelim." dedim. Ama olmadı. Cüneyt ağabeyle başladık sezona. O da yabancı biri değil. Tanıyoruz gayet yakından. İlk kez birlikte çalıştık. Ufak tefek fikir ayrılıkları oldu ama hiçbir zaman çatışmadık. Daha sonra kendisi ayrıldı. Ondan sonra da Mehmet Özbek geldi. Öyle devam ettik."
HALEN IBRAHIMOVIC SORULUYORSA

"Bana bugün de hala Ibrahimovic soruluyorsa bu zarar verdi demektir. Ben elimden geldiğince açıklamaya çalıştım. Sezon başında benim konuşmam tepki çekti. E kamptayız, basın yanımızda. Sorular bana geliyordu sürekli. Ibrahimovic mümkün olmayan bir isim. Benim hedefim 3-4 yıl sonrası içindi. Yoksa ben Bruma'yı da Telles'i de göndermezdim. Onların dışarda oynamasını ve burada Carole gibi isimlerin oynamasını istedim. Böylece önümüzdeki yıllara hazır ve güçlü bir kadroyla girebilirdik."
DANI ALVES'E TEKLİF GÖTÜRDÜK

"Dani Alves'i düşündük. Sabri geçen sezon çok iyiydi. Tarık genç bir oyuncu ama bekleneni veremedi geçen sezon. Bu beklentiyi karşılayacaktır. Bu nedenle Alves ve menajeriyle görüştük. Bize sıcak bakıyordu buraya. 4 yıllık sözleşme, 7 milyon avro ve imza parası istedi. Maxi Pereira vardı. 4 yıllık sözleşme ve 3 yıllık sözleşme istedi. Sabri de boştaydı, gidebilirdi. Ama biz Sabri'ye hak ettiği değeri gösterip sözleşme imzaladık. Geçtiğimiz yıllarda rakamlarda Sabri'nin diğer oyunculardan geride kaldığını gördük. Alt yapıdan çıkan kaç oyuncumuz var? Hak ettiği bir anlaşma yapıldı. İstatistikleriyle kazandığını rakipleriyle kıyaslayınca Sabri az kazanıyordu."
GOMEZ İÇİN ŞANSIMIZI ZORLADIK

"Benim kafamda daha farklı bir santrafor vardı. Burak ve Umut'tan farklı bir tip forvet düşündüm. Mario Gomez konusu tekrar gündeme geldi. Ben Niasse tarzı, koşuları güçlü bir oyuncu istedim. Sonra tekrar düşündük ve zorladık şansımızı. 9 milyon avro bir bedel çıktı. Vazgeçtik. Beşiktaş farklı bir formülle aldı. Şu an zaten çok da önemli değil
Mali durumu düşününce biraz frene basmamız gerekiyordu. Biz hem mali hem sportif açıdan düzlüğe çıkmak istedik. Herkes diyor ki "Melo gitti Bilal geldi". Bizim alternatif oyuncumuz Yekta, Dzemaili olmasın, çok daha ucuza oynayan Bilal ve Jem olsun dedik. Bunlar da kötü oyuncular değil. Jem sakatlık geçirmeseydi alabileceğimiz bir oyuncu değil. Kaptanlık seviyesindeydi Reading'de."
SÜREKLİ OFSAYTA DÜŞEN BİR BURAK...

"Ben her oyuncumun maksimum verimle oynaması için çalıştım. Kimini oynatır kimini oynatmazsınız, kimini kadroya almazsınız. Ben de Burak'tan maksimum verim almaya çalıştım. Burak'ın bir oyun anlayışı var. Geldiğimizde sürekli ofsayta düşen bir Burak vardı. Umut önde Burak arkada oynatarak bunu çözdük. Bir süre sonra Burak tekrar alışkın olduğu oyununa döndü. Her oyuncunun defansif görevleri de var. Burak'tan bu verimi alabilmek için farklı yollar denedim. Özellikle Podolski'yi önde oynattım Sivas'ta. Sadece Umut yok mesajı vermek istedim. Antrenörler bu iç meselelerde daha rahat bırakılmalı. Hiçbir oyuncumla sorunum olmadı. Bir oyuncuyla bile sorun olsa birlikte çalışmam."
SNEIJDER BENİ ARADI

"Sneijder beni aradı. Söylediklerinin yanlış anlaşıldığını ve aktarıldığını söyledi. Bana "Hocam ben takım olarak daha iyi çalışmamız gerektiğini söyledim. Sizinle ilgili kesinlikle bir eleştirim olmadı." dedi. Zaten hoca değişmiş. Psikolojileri farklı oyuncuların ve maçlar devam ediyor. Normal buluyorum. Takım boyumuz en son 28 metreye kadar düştü. Çalışmasak bunlar nasıl oldu? Geçen sene nasıl şampiyon olduk? Oyuncularım bana haber gönderdi hepsi ve yanlış anlaşıldıklarını söylediler. Hiçbiriyle sorunum yok, gönül koymuyorum."
MELO BENDEN İZİN İSTEDİ

"Melo sezon bitiminde Mert ile bana haber gönderdi. "Burada misyonumu tamamladım. Eşim ve çocuklarımla farklı planlarım var." dedi ve transfer izni istedi. İzin verdik. Ama transferi gerçekleşmedi. Geldi tekrar takıma döndü. Lig başladı ve tekrar Melo ile olan düzene döndük. Transferin son günü Melo tekrar bana mesaj attı. "Hocam bu hayatımın fırsatı ve lütfen bana yardımcı olun." dedi. Ben de bunun üzerine onay verdim."
GROSSKREUTZ'LA 2 AY GÖRÜŞTÜK

"Kevin Grosskreutz ile 2 aydır görüşüyorduk. Melo gidince hemen onu aradık. Podolski söylemişti bana da. Hazır durumundaki Kevin'ı çağırdık. Melo gitmeseydi almayacaktık. Melo gidince sayı olarak da eksik kaldık. Ama yetişmedi lisansı. Kimseyi suçlamıyorum. Herkes elinden geleni yaptı ama saniyeler etkili oldu. Keşke takımda yer alabilseydi.
Kevin bize de aynı şekilde geldi lisansı çıkmayınca. Üzgündü, morali bozuldu. Geldi bize geri dönmek istediğini söyledi. Ama transfer etmişiz. Seni anlıyorum. Buna şimdi karar vermeyelim. "Sen git, 1-2 hafta plan program verelim orada çalış." dedim. Sonra döndü. Hafta sonları biz maç kampındayken ailesiyle görüşmesi için izin verdik. Ocak'a kadar böyle idare edecektik. Kendisi de memnundu. Benim için de sürpriz oldu. Maç oynanaması büyük etken bunda. Hedefsiz kaldı. Mustafa Hoca bu sorunu çözecektir."
MUSTAFA HOCANIN BAŞARILI OLMASINI ÇOK İSTERİM

"Mustafa hoca anlaştığında ben mesaj attım hayırlı olsun diye. O görmemiş. O beni aradığında ben telefondan uzaktım. Basından sürekli herkes arıyordu. Sonra yurt dışına gittim geldim. Nasılsa görüşürüz diye aramamıştım tekrar. Dünkü röportajdan sonra hemen aradım. Yarım saat kadar konuştuk. Takımla ilgili konuştuk. Benim Mustafa hocanın telefonunu açmamam mümkün değil. Beni Galatasaray'a getiren hocadır. Başarılı olmasını çok isterim. Başka bir hocanın telefonunu bilerek açmamam mümkün değil."
RAPOR TALEBİNİN ZAMANLAMASI ÇOK YANLIŞTI

"Astana maçında berabere kaldık. Kişisel bir iki hata ve kendi kalemize atılan 2 gol. O şartlarda o deplasmanda kolay değil 2 gol atmak. O gün ilk biz oynadık orada. Atletico Madrid 5. Avrupa'da, Benfica 6. İkisi de berabere kaldı orada.

Sezon başından beri raporla sistemimiz vardı. Mehmet abiyle sürekli konuştuğumuz için o bizi temsil ediyordu. O maçın dönüşünde zaten üzgünüz ve Başakşehir maçına odaklanmışız. "Bu zamanda nedir bu, ben yazmıyorum." dedim. Zaten benden önce bu basına sızmış. Daha benim haberim yok. Benim asıl kızdığım bu. Basın yoluyla istenmez bu. Bu taraftara "Hocadan hesap soruyoruz.", oyunculara "Suçlu hocadır" mesajı vermektir. O psikolojiyle refleks olarak cevap verdim. Başkan geldi Florya'ya. "Bu raporu vermemek yönetimi hiçe saymak olur." dedi. Mehmet abi, Cenk ve ben, birlikte yazdık ve sonra haftalık olarak bunu rutin hale geldik. Destek ihtiyacı duyduğumuz zaman böyle bir şey olmasına kırıldım. Çok da uyumsuz çalışmamız olmadı ama basında da kasıtlı olarak yıpratılmaya çalışıldık. Geçen sene şampiyon olduk, bir daha olmamız cazip gelmedi galiba. Bazı spor yazaları özellikle üstümüze, benim üstüme geldi. Ayrılmadan iki hafta önce de bazıları olumlu yazmaya başladı. "Hangi dağda kurt öldü" dedim, içime bir kurt düştü."

FATİH HOCA HABERİ DUYUNCA 'ŞAKA MI BU?' DEDİ

"İdmandan çıktık sabah. Öğleden sonra izleme ekibiyle transfer çalışması yaptık. Akşama kadar sürdü. Bitirdik. Cenk aradı, "Fatih İşbecer aradı, sizi bekliyoruz." dedi. Fatih'in numarasını istedim. Tam akşam iş çıkışı, geç kalıp bekletmek istemedim ama "Bekleriz gel" dediler. Transferle ilgilidir diye düşünüyorduk. Hatta yolda Fatih Terim ile de konuştuk. Aklımızda yoktu. Oturur oturmaz "Hocam biz ayrılık kararı aldık." dedi. Başkanın böyle net olması güzel bir şey. Yönetim Kurulu'nun kararına her zaman saygı duyarım. Sebebini sordum. Biraz konuştuk. Sonra karar açıklandı. Çıkışta Fatih hoca duymuş, hemen aradı tekrar. "Oğlum sen şaka mı yapıyorsun?" dedi.

Selçuk aradı beni "Hocam doğru mu bu? Tüm takım beni arıyor." dedi. Ertesi gün tüm takımla vedalaştık. Burak'ın ağladığı nasıl duyuldu bilmiyorum. Görüntüler çekilmiş ama yayınlanmamıştı. Oyunculara ve ekibe, her şey için teşekkür ettik.

Benim evimde kupa yok, kupalar müzede duruyor. Bununla gurur duyuyorum. Üç kupayı kazanan hoca olarak anılacağım için mutlu ve gururluyum. İleride kulübüm hizmet için beni çağırırsa dönmek isterim. Ne zaman olur bilmiyorum. Bu arada kendimi geliştirip daha iyi hale gelmek istiyorum."

BİR SÜRE DİNLENMEK İSTİYORUM

"Bana başka bir takımdan teklif gelmedi. Aracılarla bir şeyler konuşuldu. Kısa bir dinlenme süresi düşünüyorum. İşimi seviyorum, mutlaka çalışmak istiyorum. Yurt dışından teklife gelirse, öncelikle orayı düşünüyorum. Bursaspor haberi yalandı ama herkes hayırlı olsun diye arıyor. Sonra "Hocam olursa teklif gelir misin?" diye sordular, antrenörüm sonuçta, her kulüpte işimi yapabilirim. Ama Galatasaray'dan ayrılmanın üzüntüsünü daha yavaş yavaş atıyorum üzerimden."
KULAĞIMA BİR ŞEYLER GELİYORDU

"Kulağıma bir şeyler geliyordu. Çok kötü gitmiyorduk. Yüzde 50'si değişen bir takımdık. Hamit gibi çok önemli bir oyuncunun sakatlığı var. Bilal çok eleştirildi ama işini çok iyi yaptı sahada. Alışma sürecini bekliyorduk. Tam yola girecekken Rize maçı denk geldi. Bütün şansızlıkların bir arada olduğu maçtı. Sakatlık, kırmızı kart... 3-3 olduktan sonra ben de oyuncularıma kazanmak için oyuncuları uyardım. 4. golden hemen önce Podolski ve Wesley ile net bir pozisyon kaçırdık. Atsak biz 4-3 kazanacaktık. Galatasaray beraberlik için oynamaz. Kazanmak için elimizden geleni yaptık. Elbete eksiklerimiz vardı. O maç dahil olmak üzere her oyuncumdan memnundum. Bu saatten sonra kimse geriye dönüp bakmasın. Lig devam ediyor. Yarın çok önemli bir maç var. Haftaya Avrupa maçı var."
TRANSFER KONUSUNDA DAHA KATI OLABİLİRDİM

"Pişmanlığım yok. Bazı eksiklerimiz elbette vardır. Transfer konusunda belki biraz daha katı olabilirdim, bilemiyorum. Şartlar neyi gerektiriyorsa biz onu yaptık. Rize maçına kadarki süreçte birçok istatistikte birinciydik. Başarısız bir tablo yoktu ortada. Birçok oyuncu alma ihtimalimiz vardı ama her şeyi düşünerek hareket ettik. İleride bizi daha iyi anlayacaklardır.
Maçlarda yönetim bize yanımızda olup destek olmaya çalıştık ama yıpratılmadık dersem yalan olur. 42 oyuncu vardı, onları eksiltme çabası, yeni bir yönetim, yeni bir takım, basınla olan iletişim... Hepsi bir araya gelince hatalar oldu. Hiçbir şey yapmayıp oturursanız hatanız da olmaz. Yönetimi suçlamak istemiyorum. Onlar da destek olmaya çalıştılar. Bazen de yalnızlığı hissettim, orası da doğru"
VİZYONUNUZ İMKANINIZLA SINIRLIDIR

"Akhisar'ı ele alalım. 2. ligde küme düşmeye oynuyordu ve son 10 hafta. Hedeften 7 puan gerideydi. Ben o gün yönetimle 5 saat görüştüm ve ligden çıkma hedefi koydum. Vizyon konusunda bu bir şeyler anlatıyordur. Vizyonunuz imkanınızla sınırlıdır. Hayatım boyunca şikayet etmedim, elimdeki imkandan maksimum verim almaya çalıştım ve bunu büyük ölçüde başardım. Diğer takımlarda da başarılı işler yaptık. Malatyaspor, Denizlispor, Eyüpspor... Her yerde iyi işler yaptık."