Beşiktaş golü bulduktan sonra Lokomotiv Moskova'yı davet etti, davete İsmail Köybaşı ev sahipliği yaptı, Niasse ikramı geri çevirmedi...

Beşiktaş, Lokomotiv Moskova karşısında maçın büyük bölümünü domine etti. İlk 10 dakikada oyuna ısınamadılar ve golden sonraki 15 dakika boyunca rakibe oyunu domine etme şansı tanıdılar. 1-1'lik neticeyi ortaya çıkaran da Rus ekibinin bu daveti geri çevirmemesi oldu.
Şenol Güneş'in ortaya koyduğu futbol anlayışı Lokomotiv'in hızlı oyuncularıyla baş edilmesi adına gayet verimliydi. Orta alanda Atiba, Oğuzhan ve Sosa ile birbirine yakın, kompakt bir görüntü içerisinde rakibin merkezden delici ani hücumlarına geçit verilmedi. Ersan ve Rhodolfo'nun yavaşlığı göz önüne alınırsa bekler hücuma çıkarken dikkatli davrandılar ve geçiş savunmasında, topu kazanamıyor olsalar da, rakibe uygun pas kanalları bırakmadılar.
Fakat bu durum biraz da Beşiktaş'ın hücum bölgesinde tahmin edilir kalmasına sebebiyet verdi. Lokomotiv'in ön alanda pres yapmak gibi bir niyeti olmadı. Onlar da kompakt kalarak rakiplerinin ceza sahasına rastgele dolduracağı toplarla etkisiz kalmasını bekledi. Nitekim öyle de oldu. Sağdan ve soldan Mario Gomez'e şişirilen topların önemli bir kısmında rakip oyuncular doğru yerlerde kaldılar ve topu uzaklaştırdılar.
Bu durumdan sıkılan Mario Gomez biraz daha geriye doğru gelip takım arkadaşlarına duvar olmaya başlayınca Beşiktaş devrenin ortalarından itibaren rakibi merkezden zorlamaya başladı. Ama bu noktada da hem Gökhan'ın hem de Olcay'ın kendilerinden beklenen son koşuları ve son pasları yapamıyor oluşu siyah beyazlı ekibin belini büktü. Güneş'in ekibi ilk yarıyı bal yapmayan arı gibi oynadı.
DEĞİŞİKLİK VE HAKİMİYET

Olcay'ın ikinci yarıda yerini Ricardo Quaresma'ya bırakması ve Portekizli yıldızın, kendisinden beklenmeyecek ölçüde, özverili ve azimli bir futbol oynaması siyah beyazlı ekibin maçı domine etmesine neden oldu. Gökhan Töre de sol kanatta ilk yarıya nazaran daha etkili oynadı ve rakiplerini birebirde daha etkili bir şekilde karşısına aldı.
Gol de bu görüntü değişikliğiyle geldi. Gökhan bireysel yeteneğiyle sol dip çizgiye indi, ortasını yaptı, kaleci topu tokatlayarak Gomez'e gol şansı vermedi ama ceza sahasında doğru pozisyon alan Quaresma şık bir gol atarak takımını öne geçirdi.


İSMAİL BEY NE YAPIYORSUNUZ?

Bu noktada Beşiktaş'ın, rakip de risk almak zorunda bırakılmışken, beklerini de oyuna katarak kanalları daha verimli kullanması beklenirken tam tersi oldu: Beşiktaş geriye yaslandı. Bu oyuncu kadrosuyla hiç de beceremediği şeyi yaptı ve yaslandı. Maçın başındaki oyun planının tamamen terk edilmesinde ve Lokomotiv'in oyuna davet edilmesinde Şenol Güneş'in arzusu mu etkiliydi, yoksa oyuncuların istem dışı muhafazakar davranışı mı bilinmez. Muhtemelen hızlı hücum şanslarıyla Gökhan ve Quaresma'dan daha iyi faydalanılmak istedi ama kontrataklarda iyi pozisyon alıp topu verimli dağıtan Olcay ve Sosa o noktada sahada değilllerdi.
Lokomotiv topa sahip oldu, oyunu domine etti ama net şanslar yaratmakta sıkıntı yaşadı... Derken İsmail sahne aldı. Amatör küme seviyesine yakışacak bir temel hata ile çizginin gerisinde kalınca, ofsaytı bozdu. Sonrasını maç boyunca Beşiktaş'ın kontrolde tutmayı başardığı Niasse belirledi.
RAKİP GOMEZ'İ KONTROL EDİNCE

Lokomotiv maç boyunca Mario Gomez'e çok iyi konsantre oldu ve yıldız forveti rahatsız etmeyi başardı. Bu noktada devreye diğer Beşiktaşlı oyuncular yeterli düzeyde giremediler, girdiklerinde Quaresma'nın golü haricinde gerekeni yapamadılar. Beşiktaş 1-1'den sonra oyunun yeniden hakimi oldu ve iki net fırsatı da harcadı ama çabaları nafile kaldı.
Moskova'daki maçta Gomez'e bağımlılığın bir problem olduğundan söz etmiştim. Gökhan'ın beklenen seviyede olmaması, Olcay'ın vasat altı hali, Sosa ve Oğuzhan'ın şut tehdidinde bulunmaması derken siyah beyazlılar ikinci bir hücum tehdidini ortaya koyamadılar. Öne geçtikleri maçı koparmak yerine çekingen davranmaları da eklenince, avuçlarındaki üç puanı rakibe vermiş oldular.